Hanifenin Tarifleri

Hani bir sarki var simdilerde. 'Sicak bir cay soyledim, ince belli bardakta'. Ne guzel sarki degil mi? Ben cok sevdim. 'bi seni konusurum' bi seni konusurum' diye devam ediyor. Sarkilara bile girmis ince belli. Illa ki 'ince belli'. Bizim icin cayin diger adi. Fotograftaki takimlarimi cok sevgili arkadasim Pelin hediye etti, bu yaz Turkiye'ye gidince. Gecen yaz onda gormus ve cok begenmistim. Hele tabaktaki o harika kirmizilar. Ne guzel, ne kadar sicak.. Cayimin deminin kusuruna bakmayin ama. Koyu icemem ben cayi. Ama siz gelin misafirim olun, ben nasil isterseniz demlerim size. Kocaman agizli, kalin fincanlarin her cesidini bulabileceginiz burada, 'ince belliler' tahmin edeceginiz gibi pek bir makbul, o kadar da havali. Bazi marketlerde cam bardaklardan bulmak mumkun. Ama suslu, boyali tombul camlardan. Hic icim cekip almadim zaten. Buraya ilk geldigim yil, birkac ay sonra cayini surekli fincandan icmekten bikmis ben (ki o kadar tiryaki degilimd

Fazla fazla yaşamaya çalışıyorum artık, süresi dolmak üzere olan güzel yaz günlerini. Özellikle de Ege için dışarda geçirdiğimiz saatler oldukça fazla. Bildiğiniz gibi, buranın kışı uzundur. Sonra, evden pek çıkamayacağız. Yanıbaşımızdaki havuzda kapandı, artık parklarda serinleyeceğiz demektir. Ne yapalım sincapların elimizden çekeceği var artık. Ben tabi yakaladığım boşluklarda genelde mutfaktayım. Tek şikayetim bulaşıklar. Bunun için makina dışında pratik çözümleri olan varsa el kaldırsın:) Kağıt tabak, plastik kaşık-çatal falan iyide iş bunlarla bitmiyor.. Neyse, her güzelin bir kusuru var hesabı, mutfakta olmayı seviyorsam sonuçlara katlanmak zorundayım değil mi ama? Hafta sonuma cuma akşamından başlayacağım. İki ilginç ve pratik tarifim var sizlere.. Tortilladan Kıymalı Pasta Şöyle böreğimsi, kıymalı pide gibi birşey canım çekiyordu ne zamandır. Açma işi benim için çok uzun bir vakit demektir ki bu, benim veletle biraz zor:) Tariflerimi takip edenler bilir, açma börekler, mantıla

Bloglararası bu güzel anketi diğer arkadaşlar yayınlayalı bayağı bir zaman oldu. Bu anket sayesinde birçok arkadaşımızı yakından tanıma şansına sahip olduk.. Ben cevapları vermekde ve yayınlamakta bayağı bir geç kaldım. Tatil sonrası yorgunluk, hastalık derken ancak yayınlayabiliyorum. Beni sobeleyen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. İlk mutfak maceran neydi? Neler hatırlıyorsun? İlkokul, belki öncesi, annemle kurabiye yapardık. Kardeşimle beraber dakikalarca hamurla oynayıp yamuk yumuk şekiller verir sonra onları bazı cisimlere, hayvanlara benzetirdik. Birgün evde kimse yoktu, ortaaokula gidiyordum sanırım. Canım şekerli birşeyler istemişti. Ne yapabilirim derken, annemden öğnediklerimden yola çıkarak masaya malzemeleri getirdim. Tarçınlı kek yaptım ve akşam bizimkiler gelince benim yaptığıma inanamadılar. Pastaneden almadığıma inandıramamıştım bir türlü:) Cidden hala o kek gibisini yapmadığımı düşünüyorum. Yemek yapma stilini en çok etkileyen kim? Yemek yapmayı annemden öğrendim.

Patlıcan, biber, biraz patates, kabak kızarmış. Üzerinde bol domates sosu ve yanında ya da üstünde ama mutlaka birlikte sarımsaklı yoğurt. Sevmeyen var mı? Ben hiç rastgelmedim. Ya siz?? Kızartmaların sağlığa zararlı olduğunu öğrendiğimiz günden beri, arada yesem de her defasında içime dert ederdim. Ama artık dert tasa yok:)) Bu dünyanın en masum kızartması, zeytinyağlı ve en az yağlısı.. Zeytinyağlı Biber ve Patlıcan Kızartması Alacalı soyduğunuz patlıcanları tuzlayıp acsını çıkarın. Sudan geçirip, fazla suyunu hafifce sıkın ve iyice kurulayın. Fırçayla her iki yanını yağlayıp,orta ateşteki tavanıza koyun. Her iki yanını iyice kızartın. 10-12 dk kadar. Biberlerinizie arzunuza göre kesin ya da bütün olarak yine fırça yardımıyla yağlayıp patlıcanların ardından kızartın. Ben turuncu ve mor renkli etli biber dolmalrından yaptım. Burada sivribiberler genelde çok acı çıkıyor. O yüzden dolmalık biber kullanıyorum genelde... Aynı tavada, rendelediğiniz ya da ufak ufak kestiğiniz doma

İşta Montreal'in başka lezzetlerinden biri.. İlk yayınladğım da burada . Ancak bu diğer fast-food lara göre daha masum. İçinde mayonez, ketçap gibi maddeler yok, en azından. Biz çok seviyoruz, yani eşim ve ben. Dışarda yemek yerine çoğu kez evimizde yapıyoruz. Kanada'nın kendine has bir mutfağı yok. Bir-iki değişik yemek dışında kendine özgü bir yemek kültürü yok. Amerika'da olduğu gibi fast-food burada da çok yaygın. Erken yaşta obezitelik ve hatta ölüm oranları son yıllara göre sürekli artış halinde. Marketlere gittiğiniz zaman yenebilecek birçok şey ya konserve ya da dondurulmuş şekilde paketlerde, poşetlerde. Sadece, birkaç dakika mikradalga fırınınızda ısıtıyor ve yanına kolanızı açıp yemeğinizi yiyorsunuz. Pizzalar mesela, o kadar yaygın ki, rekabet yüzünden 1 fiyatına 2 tane veriyorlar. Hatta bazı yerlerde bunu 3 e çıkaranlarda oldu:) Pizza bir bakıma bir hamburgere göre daha iyi. En azından içinde birçok sebzeyi taze yiyebiliyorsunuz, tabi tazelikleri tartışılır. Be

Önce Afyonkarahisar'da başladı, fotoğrafımda gördüğünüz ekmek kadayıfının hikayesi. İstanbul falan derken, taa buralara geldi, bavulumun içinde. İstanbul'da gazetenin birinde gördüm ilk, bir reklamdı hatırladığım kadarıyla. Düştü bir kere aklıma ya mutlaka yemeliyim dedim. Oysa belki o kadar düşünsem aklıma gelmezdi. Hani burada akla gelse yapacak birşey yok ağzın sulanır, sulanır ama yalancılarıyla avunursun belki. Ama İstanbul'da olunca bir tatlıcıya gidersin, alırsın bir porsiyon, şöyle bol kaymaklı(e tabii pek kalorili) ya da gidersin Mısır Çarşısına (gezmeye bayılırım, özellikle kahvecinin sokağından birkaç kez geçerim) alırsın ve evde yaparsın ya da annen yapar sen afiyetle yersin. Ben kısa yolu tercih ettim ve tatlıcıdan aldım bir güzel. Kardeşim dayanamamış, şirketin Afyon şubesini aramış istetmiş oradan. Dayımda İstanbul'a ziyarete gelirken Uşak'ın meşhur ev baklavasından almış, hem de 2 kilo. Ye babam ye, biter mi? Bitmeyince bizim Afyon güzeline sıra gelm

Merhaba Arkadaşlar, Türkçe yemek blogları hakkında bir ankete katılmaya çağırıyorum sizleri. Sevil Özer İngiltere'de Bournemouth Universitesi Interactive Marketing bölümünde master tezi üzerinde çalışıyor. Tez konusuda, yemek bloglarının tüketicilerin marka algılarına katkısı. Anket 15 gün yayında olacak ve sonuçlar paylaşılacak. Ayrıca ankete destek veren sitelerin linkleri teşekkür listesinde yeralacak..

Makinamda son kalan yemek fotoğraflarını ve tariflerini tek bir mesajla yayınlıyorum.. İşte ülkemde yediğim son lezzetler... Hepsi birbirinden güzel.. İlki kardeşim Hülya'nın yaptığı, tarifini bir arkadaşından aldığı Tiramisu pasta. Bildiklerimizden farklı olarak kakaolu kek kullanılıyor tarifte. Tiramisu Malzemeler; - 1 adet hazır, pastalık kakaolu kek - 1 büyük fincan sıcak su ya da süt - 2 yemek kaşığı nescafe - 2-3 yemek kaşığı tozşeker Kreması; - 1 lt süt - 2 çorba kaşığı un - 1 çorba kaşığı nişasta - 1 yumurta sarısı - 2 çay bardağı şeker - 1 paket labne peyniri(200 gr) Üzerine serpmek için; Kakao Yapılışı; - Sıcak süt ya da suda nescafe ve şekeri eritin. Bunu kaşıkla kekin her iki arasınada eşit miktarda yayın. - Süt, yumurta sarısı, un, nişasta ve şekerle kremayı hazırlayın. Muhallebi kıvamına gelince ateşten alın ve labneyi ekleyin ve iyice çırpın. - Islatmış olduğunuz kekin alt kısmına kremadan eşit miktarda yayın ve kremanın kalanını üst tabanına y

En sonunda yetiştirebildim tarifimi. Makinadaki sorunu ancak bilgisayara format atarak halledebildik ve ben de günlerdir yapmayı düşündüğüm bu tarifi deneyip fotoğrafını çektim hemen. Yani yoksa 'Şeftali YE'ye katılamasaydım gözüm açık giderdi:)) Bu tarif, daha önce birçok tarifini denediğim 'La Guıde Cuısine' dergisine ait. Ben asıl tarifte bazı değişiklikler yaptım. Süt ve şeker miktarı çok azdı, damak tadımıza göre biraz daha artırdım. Üstüne dökmek için brandy verilmişti ana tarifte, ben bunu da kullanmadım. Onun yerine dondurma ile ikram ettim. Tad olarak alıştığımız sütlaç gibi belki ama sütü az olduğu için biraz daha kuru. Badem esansı hoş bir tad veriyor ve benim gibi değişik lezzetleri denemek isteyenler için dieal yanii. Ben verilen ölçülerin yarısını kullandım. Pudding Au Riz et Aux Pêches Malzemeler; 6-8 porsiyon - 2 kap=500 ml. pişmiş, esmer ya da beyaz pirinç ( ben beyaz pirinç kullandım) - 4 yemek kaşığı =60 ml. esmer şeker (ben yarım ölçüye 6

Fotoğraf makinasındaki son kayıtları hala ekleyemedim. Bunun sıkıntısıyla gezinirken daha önce tarifini yayınlamadığım, annemin gününde yaptığım ve tarifi için söze verdiğim salata aklıma geldi. Bu boşlukta bari aradan çıksın dedim. Yoksa tamamen unutup gideceğim.. Bu salatada yoğurt miktarı mayanoze göre daha fazla olduğu için daha hafif ve lezzetli bana göre. Sadece mayonez kullanılan salatalar çok ağır ve yağlı geliyor bana. O yüzden bunu yapmayı herzaman daha çok tercih ediyorum.. Buyrun tarif; Malzemeler; - 6-7 adet orta boy patates - 3 adet salatalık - 2 adet havuç - 4-5 yemek kaşığı yoğurt - 2 yemek kaşığı mayanoz - 1/2 demet dereotu - 1 fincan kadar doğranmış kornişon turşusu (isteğe bağlı) - 1/2 fincan zeytinyağı - tuz Yapılışı; - Patatesleri iyice yıkayın ve yumuşayana kadar haşlayın. Soğuduktan sonra kabuklarını soyup minik minik doğrayın. - Salatalıkların kabuklarını soyun ve rendeleyin. Suyunu süzmek için avucunuzla iyice sıkın ve patateslere ekleyin.

Bildiğiniz gibi evime geleli 3 gün oldu. Ben hala bitap hallerdeyim. Yorgunluktu, saat farkıydı derken bir da hava değişiminden iyice azan alerjim, beni ne hallere soktu. Kızarmış ve ağlamaklı şiş gözler ve her an hapşurmaya hazır bir halde, evin içinde gezinip duruyorum. Ege olanların pek farkında değil gibi. Tek derdi yanlız olması belki de. Ama o bana göre daha hafif geçiriyor bu dönemi.. Oyuna daldımı dünya umurunda değil. Keşke bizlerde onlar gibi olsak. Ne iyi olur değil mi? Alsak elimize en sevdiğimiz kitabı ya da geçsek tv'nin karşısına, sadece ona yoğunlaşsak, tek derdimiz kırılan oyuncağımız olsa, herşeyi unutsak.. Yapılacak işleri, biriken çamaşırları, ütüleri.... Daha sayayım mı? Aslında sorun belki de bizde. Yani dert ettiğimiz zaman sorunlar azalıyor mu? Hayırrr... Eee o zaman neden düşünüyoruz bu kadar. En sevdiğim sözlerden biri- kim söylemiş bilmiyorum- 'Olumlu düşünceler olumlu sonuçlar getirir'. Kesinlikle inanıyorum bu söze. Ama uygulaması bazen zor oluy

Artık evimize yani Montreal'e geldik.. Türkiye'den kalan son tarifle size buradan merhaba demek istedim... Yeniden burada olmak çok güzel.. Tüm dostlara merhaba diyorum... Etli Sarma Ayvalık tatili lezzetleri devam ediyor. Bahçenin mahsulü asma yapraklarıyla ve evin hanımlarının elbirliğiyle sarılmış etli dolma... Hımmm adı bile güzel değil mi?? Şimdi yazarken bile canım istedi.. Sizi de fazla usandırmadan hemen tarife geçiyorum... Malzemeler; - 750 gr taze asma yaprağı - 2 adet orta boy soğan - 1/2 kg kıyma - 1 su bardağı pirinç - 2 yemek kaşığı salça( yarıyarıya biber ve domates salçası) - 1/2 fincan sıvı yağ - 1/2 demet maydanoz - Karabiber ve tuz - Kırmızı biber Yapılışı; - Asma yaprakları bol tuzlu suda rengi dönene kadar haşlanır. Kevgire alınır ve süzülür. - Derin bir kabın içindeki kımaya soğan rendelenir. Pirinçler bir kaç su yıkanır ve kıymaya eklenir. İnce kıyılmış maydanoz, yağ, salça ve baharatlarda eklenir ve iyice yoğurulur. - Her bir asma yaprağına 1/2-1 yemek k